M.A.C. NATIONAL ARTIST SELEN KAYA: “MAKYAJ CİLDİN DEVAMI GİBİ OLMALI”

M.A.C National Artist Selen Kaya, Studio serisinin kapsayıcı yaklaşımını, doğal ten trendlerini ve doğru fondöten seçiminin altın kurallarını anlatıyor. Gerçek cilt dokusuna saygı duyan yeni makyaj anlayışını birlikte keşfedelim.

-        M·A·C’in “herkesin kendi Studio tonunu bulması” yaklaşımı günümüz makyaj anlayışında sizce neyi temsil ediyor?

 Artık makyaj tek bir kalıba girmekten çok, kişinin kendini ifade etme biçimine dönüştü. ‘Kendi Studio tonunu bulmak’ da tam olarak bunu anlatıyor. Her cildin, her dokunun, her yaşam tarzının kendine ait bir tonu, bir duruşu var. M·A·C’in geniş ton skalası ve profesyonel performansı sayesinde herkes kendi en gerçek hâlini ortaya koyabiliyor. Bu yaklaşım, benim için de #IONLYWEARMAC hissinin en güçlü karşılığı: Kendi tonumu bulduğum, kendimi tamamen ifade edebildiğim bir alan yaratıyor.

-        Fondöten seçerken en sık yapılan hata nedir? Cilt tonuna en uygun rengi bulmak için nelere dikkat etmeliyiz?

En sık yapılan hata, fondöteni yüz yerine bilek ya da el üzerinde denemek. Yüzün ve boynun alt tonu tamamen farklı olabilir. Ben her zaman yanak–çene hattında test etmeyi öneriyorum. Ayrıca gün ışığını mutlaka referans almak gerekiyor. Cilt oksidasyonunu da hesaba katıp fondötenin birkaç dakika sonra ciltle nasıl bütünleştiğine bakmak önemli.

-        Farklı cilt tipleri için fondöten seçimi yaparken nasıl bir yol izlenmeli?

Kuru ciltler: Nem veren, ışıltı kazandıran, serum destekli formüller çok daha iyi görünür. Yağlı/karma ciltler: Cilt yapısını dengeleyecek - mat ama ağırlık yaratmayan, uzun süre kalıcı formüller tercih edilmeli. Olgun ciltler: İnce dokulu, cildin esnekliğine uyum sağlayan, çizgilere dolmayan formüller en iyisidir. Cilt tipi ne olursa olsun fondötenin cilt bakım rutinine uyum sağlaması önemli çünkü makyaj cildin devamı gibi çalışmalı.

-        Son dönemde öne çıkan makyaj trendleri neler? M·A·C hangi görünümleri öne çıkarmayı planlıyor?

Son yıllarda ‘clean girl’, hafif ten, doğal kontur ve minimal görünüm çok baskındı. Daha taze, daha arınmış, daha gerçek bir görünüm var. Canlı, ışık alan cilt, soft-focus bitişler, yumuşak shimmer’lı göz makyajları oldukça göz önündeydi. M·A·C Studio Moment ile birlikte gerçek cilt dokusu + profesyonel sonuç ikilisini öne çıkarıyor. Yani hem backstage hem de günlük hayata uyarlanabilir makyajlar daha çok karşımıza çıkacak. Dudaklarda da daha soft dokuları göreceğiz.

-        “No-makeup makeup” ve “glass skin” görünümleri hâlâ çok revaçta. Bu doğal ama etkileyici görünümleri Studio serisiyle nasıl yakalayabiliriz?

Bu iki görünümün ortak noktası cildin hala cilt gibi görünmesi.Studio Radiance Serum fondöten bu konuda çok güçlü. Cilde hem nem hem ışıltı kazandırıyor ve ikinci bir deri gibi bütünleşiyor. “No-makeup makeup” için ihtiyaç gördüğümüz noktalara Studio Radiance Serum fondoten ve göz altları için tamamlayıcı Studio Radiance Concealer, hafif dokulu ciltle müthiş bütünleşen Glow Play allık , kirpikleri bazen Mac Lash Curler ile kıvırmak bile çok yeterli oluyor. “Glass skin” için ise cildi makyaja hazırlamak çok kritik çünkü cilt kusursuz görünmeli. Cildin cam gibi berrak, pürüzsüz, ışığı mükemmel yansıtan bir görünüm kazanmalı. Bu görünümde amaç, kapatılmış bir cilt yaratmak değil cildin nemli, canlı, parlak ama asla yağlı görünmeden kendi doğal ışıltısını ortaya çıkarması olur.

-        Profesyonel bir makyaj artisti olarak, fondöteni uygularken fark yaratan püf noktalarınız neler?

İnce ince, adım adım çalışmak hem daha doğal hem daha kalıcı bir bitiş veriyor. Yüzün sadece ihtiyaç duyan bölgelerine ürün eklerim, her yere eşit miktar uygulamak gereksiz ağırlık yaratıyor ve günün sonunda kat kat uygulanmış bir cilt görünümü veriyor.

-        “Kendi tonunu bulmak” yalnızca makyajda değil, kendini ifade etmede de güçlü bir mesaj taşıyor. Siz bu felsefeyi nasıl yorumlarsınız?

Bence bu mesaj, insanlara oldukları gibi görünme cesareti veriyor. Tonunu bulmak sadece bir fondöten seçmek değil; kendi ışığını, tarzını, enerjini keşfetmek demek.M·A·C’in yıllardır savunduğu kapsayıcılık kültüründe ‘Hepimiz farklıyız ve bu farklılık bir zenginlik’ vurgusu var ve biz makyajla bu hikayeyi görünür kılıyoruz.